İşte stresli günlerin sonu geldi. Ve ardı ardı ardına sıralanan bahaneler; "ben zaten sıkılıyordum", "işimi sevmiyordum", "insanlara alışamaıştım", "çok yoruluyordum", "evime çok uzaktı" gibi... Neden söz ettiğimi anlamışsınızdır sanırım. İş yaşamındaki, (özellikle özel sektörde çalışan) herkesin korkulu rüyası olan "kovulmalar", daha kibarca bir deyimle "işten çıkarılmalar".
Patron odasına çağırır ve asla duyulmak istenmeyen o cümleler dökülür dilinden: "Burada olduğunuz süre zarfında şirketimize kattıklarınız için teşekkür ederiz ancak daha fazla sizinle çalışamayız, üzgünüz!"...
Kimi için hayatının sonu gelmiştir o an, kimine göre yeni bir başlangıç. Bazıları kızar, söylenir, pişman olur, utanır ya da tutamaz gözyaşlarını; ancak hayata karşı profesyonel olanlar gayet olgunlukla karşılar bu kararı ve kendilerine yeni bir rota çizmeye başlar. Doğrusu da bu zaten!
Atılacak ilk adım, doğru ve yanlışlarınızı sentezlemeniz olmalı
İşinizi ne kadar seviyordunuz? Kabiliyetleriniz ve sizden beklenenler nelerdi? İş ortamınıza ne kadar dosttunuz? Bu ve bunlar gibi onlarca soru, cevap bulmak için sizi bekliyor şimdi. Oturun, sakin bir kafayla eksileri ve yanlışları yanyana koyun ve bir sonraki iş yerinizde önceki hatalarınıza düşmeyin.
İşsiz kalmanın getireceği sorumluluklar ve zorunluluklar elbette bir hayli zordur. Belki kenarda birikmiş paranız yoktur, belki ev geçindiriyorsunuzdur ya da hayatınızı devam ettirmeniz için birşeyler yapmak zorundasınızdır. Her ne olursa olsun içinde bulunduğunuz durum; sakın ertesi gün iş aramaya kalkmayın. Toparlanmanız ve ruhsal olarak eski neşenizi bulmanız için kendinize zaman tanıyın. Tabii bu süre haftaları ya da ayları da bulmamalı!
Bir süre sonra özlem duyduğunuz ev yaşamına alışmış olacaksınız. İstediğiniz saatte uyanmalar, televizyon karşısında keyifle çayınızı yudumlamalar, arkadaşlarınızla sık sık buluşmalar, alışverişe çıkmalar... Bu rahat hayata alışması kolay olduğu kadar kopması da bir o kadar zor gelir.
Ya da bu rahatlığın tam tersi; "işsiz" sıfatıyla başaçık-abilme çabası. Stres, sıkıntı, günden güne hayattan kopma, özgüveni kaybetme, iş bulamama korkusu... Bu ruh hali de sizi bunalıma sokacak ve elinizin ayağınızın kilitlenmesine sebep olacaktır.
İyisi mi siz siz olun; ruhunuzu biraz gevşek bırakarak önce bu durumun üstesinden gelmeye bakın. Sonra tam anlamıyla nasıl bir iş istediğinize karar verin. Sizi mutlu edecek, başarınızla ve becerinizle orantılı alternatifler için ilanları karıştırmaya başlayın.
Hayatınızı kaleme alın
Bu süreç belki 2 hafta belki 2 ay sürecektir. Dileriz çok uzun olmaz ama acele etmeyin, bu süre zarfında kendinizi geliştirmeye yarayan çalışmalarda bulunun. Programlı yaşayın. Ne zaman, ne yapacağınızı önceden belirleyin. Özgeçmişinizi tekrar bir gözden geçirin. İşverenlerle irtibat halinde olun. Görüşmelere gidin. Elinizden geldiğince kapıları aşındırın. Harcamalarınızı durumunzula orantılı yapın. Nasıl olsa iş bulursunuz diyerek biriktirdiğiniz paraları har vurup harman savurmayın.
Görüşmelerinizde yalana başvurmayın
Görüşme yaptığınız kişilere karşı açık ve dürüsüt olun. Emin olduğunuz kişileri referans olarak gösterin. Rahat olun ve kendinize güvenin. Yaptığınız hataların farkına vardığınızı mutlaka belirtin.
PMAG
GERİYE DÖNMEK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ